3 Şubat 2020 Pazartesi

Bir kitabı yorumlamak

Ne kadar da nafile, ne yaparsanız yapın asla yazarının kafasındaki gerçek anlamlarla uyuşamayacak bir iş…

Kitabını yazarken neler düşünüyor olabileceğinden asla emin olmadığımız yazar kim bilir ne göndermeler, ne tuzaklar, ne ince dokundurmalar bırakmıştır eserinin kıyı ve köşelerine. Bunları tam olarak bilemeyeceğimiz için bir eserin ne anlattığını gerçekten anladığımızı nasıl olur da iddia edebilir ve bir de cüretkarca başkalarına sunabiliriz! Bir kitap bilmediğimiz anlamlardan örülü bir ormandır.

Ne var ki, biz ‘okur’uz. Okumanın anlamının sayfada basılı ya da ekrandan yansıyan metni zihnimizde, bilinçaltımızda sakladıklarımız ve geçmişimizden getirdiklerimiz ile dönüştürerek yorumlama işi olduğuna katılıyorsak, elde ettiğimiz her yeni bilgide, her yeni deneyimimizde ve her bir yeni yaşımızı alıp olgunlaştığımızda bu metni farklı farklı yorumlayabileceğimizin de hakkını vermeli ve bu konuda alçak gönüllülükten farklı bir tutuma sarılmamalıyız.

Sayfanın üstündeki sözcükler aynı kalsa da zihnimizdeki yansımaları sürekli değişecek, ve hemen her zaman, şaşmaz biçimde başkasınınkinden farklı olacak. Zira, bir kitap bir kez yayımlandıktan ve artık okura ait olduktan sonra, sonsuz kere çoğalır ve her okura ayrı ayrı ait olur.

Benim yapacağım da, bana ait olanı göstermeye çalışmak olacaktır, kitabın sizdeki halini değil ama bendeki varlığını anlatmaya çalışmak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kasvetli Ev (Bleak House) – Charles Dickens

Bleak House - Charles Dickens Kasvetli Ev ilk bölümde Kasım ayı Londra’sının koyu mu koyu, kapalı mı kapalı, çamurlu mu çamurlu, ama bi...